8 Bine Karşı 80 Bin! – Kanije Savunması

Soruyorum sizlere sevgili okurlar, kalın duvarlara ve ortalama olarak 8 bin de askere sahip olsaydınız. Direnebilir miydiniz 80 bin kişiden oluşan orduya karşı? Üstelik yiyeceğiniz kısıtlı, topunuz, tüfeğiniz hatta barutunuz bile sınırlı. Bu olumsuz tabloya rağmen, tarihe koskoca ve unutulmaz bir isim bırakan Kanije savunmasından ve strateji ustası Tiryaki Hasan Paşa’dan bahsedeceğiz.

Düşman kapıya dayanmıştı. Üstelik bu kapıdaki düşman tek bir milletten de oluşmuyordu. Avusturya’dan tutun İspanya’ya, Hırvat Krallığından Malta şövalyelerine kadar iç içeydiler, Osmanlı’ya karşı birdiler. Avusturya ve Osmanlı savaşının sonlarına yaklaşılıyordu artık.

Bu kalenin elde kalması devlet için çok mühimdi. Fakat savunmanın kazanılması, düşmanın mağlubiyete uğratılması için de bir mucize gerekliydi!

Neyse ki kalenin başında zamanında çıkan bir çatışmada yanındaki herkes çekilse bile, tek başına düşmanın üzerine atını sürecek kadar cesur, korkusuz ve asla vazgeçmeyen bir beylerbeyi vardı!

Ucunda ölüm dahi olsa, vazgeçmeyecek son bir Osmanlı askeri kalana dek kaleyi vermeyecek Tiryaki Hasan Paşa vaziyetin kötülüğünün farkındaydı. Yalnızca kafa kafaya çarpışarak bir çözüme ulaşılması söz konusu bile değildi.

Yaşı sekseni geçmiş olan bu büyük beylerbeyinin, uyguladığı savunma stratejileri sayesinde Osmanlı ordusu kendisinden on kat büyük bir orduyu mağlubiyete uğrattı.

Saldırıların başında, topları hiç kullandırtmadı yalnızca tüfeklerle karşılık verdi. Bunun sonucundaysa düşman ordugâhlarını topların menziline kurdu. Saldırıya geçtikleri anda da Osmanlı toplarının ateşlenmesi sonucunda çok büyük kayıplara uğradı haçlı ordusu.

Fakat sadece bununla galibiyete ulaşmak mümkün değildi. Yalnızca silahlarla, toplarla ve tüfeklerle kazanılamazdı bu savaş. Psikolojilerine saldırmaya karar verdi Tiryaki Hasan Paşa. Askerlerinin düşman ordu kamplarının yakınına mektup bırakmalarını sağladı. Mektuptaysa Osmanlı’nın çok fazla askeri olduğu, yiyecek ve barut sıkıntısı çekmediği hatta yakında sadrazamın ordusunun desteğe geleceği gibi yalan istihbaratlar yazıyordu.

Bunun yanı sıra, yakınındaki ağalardan birisini görevlendirerek yakaladıkları esirler,e Kanije Savunması başarıya ulaşması için Osmanlının yiyeceğinin çok olduğu, askerlerinin çok fazla olduğu gibi yalan haberlerle doldurmasını ve onlara yiyecek vererek kaçmalarını sağlamasını emretti. Bunun sonucundaysa kaçan esirler Osmanlı’nın durumunun iyi olduğunu söyleyerek düşmanın şevkini kırdı.

Bununla da bitmemişti. Kanije Savunması için kalenin içerisinde devamlı mehter marşı çaldırmaya başlayarak sürekli şenlik yapıldığı havasını yaydı. Arşidük Ferdinand’ı çok kızdırmıştı tüm bu olanlar. Tüm ordusunu kalenin üzerine yürütmeye başladı. Kuşatmanın ikinci ayı geride kalmıştı artık. Kale top atışları yüzünden neredeyse tamamen yıkılmak üzereydi.

Kanije Savunması sırasında, Tiryaki Paşa’nın aklına son bir çare geldi. Bu da olmazsa kale ertesi güne düşmüş olacaktı. Gece ansızın tüm askerleriyle, moralleri sıra dışı taktikler yüzünden düşük olan haçlı ordusuna ani bir baskınla saldırdı. Düşman, Osmanlı’nın beklediği yardımın sonunda geldiğini düşünerek toplarını, tüfeklerini, erzaklarını ve hatta Arşidük Ferdinand’ın altın tahtını bile bırakarak kaçmaya başladı. Ve Osmanlı ordusu Kanije Savunmasını destansı bir şekilde kazanmıştı.